Kurumsal İletişim Açmazı
Salim Kadıbeşegil “Kurumsal İletişim” konusunu masaya yatırıyor. Günümüzde bir kavram kargaşası yaşanıyor kurumsal iletişimle ilgili. Nedir, ne değildir tartışmalarının ötesinde kavramsal bir erozyonun yaşandığı gerçeği var. Neresinden tutmamız lazım, nereye doğru çekmemiz lazım, yoksa olduğu gibi bırakıp kendi yolunu bulmasına izin mi vermemiz gerekiyor?
Kurumsal İletişim Açmazı
Salim Kadıbeşegil
Hepimizin farkında olduğu ancak bir türlü dillendiremediği bir gerçek var: kurumsal iletişim açmazı… Bu açmazı oluşturan nedenler yüzeysel olsa zaten çoktan çözülürdü. Ama, derin sulara dalmak gerekiyor bazı gerçeklerle yüzleşmek için…
Bazı kritik sorular var önümüzde… Örneğin, özellikle çok uluslu şirketlerde 1950’li yıllardan bu yana organizasyon şemalarında “kurumsal ilişkiler” adı altında bir bölümün varlığına tanık oluyoruz. Günümüzdeki “kurumsal iletişim” ile “kurumsal ilişkiler “ aynı işlevleri mi üstleniyorlar?
İtibar yönetimi yükselen bir eğilim oldu son on yıl içinde… Şirketlerde bu işin sorumluluğunu üstlensin diye mi kurumsal iletişim yöneticileri istihdam edildi?
Halkla ilişkilere ne oldu? Kurumsal iletişime devşirilen halkla ilişkiler bölümleri eskisinden farklı ne yapıyorlar da yüzyıllık bir meslek yedek kulübesindeki oyuncular gibi küskün oturuyor bir köşede?
Peki ya akademik kurumlar? Hangi üniversitede kurumsal iletişim dersleri veriliyor ve daha önce halkla ilişkiler adı altında verdikleri dersler ve kitaplardan farklı öğrencilere ne sunuyorlar?
Yoksa sosyal sorumluluğun cazibesini kurumsal iletişim adı altındaki süslü bir takım kavramlarla mı (Örneğin sürdürülebilirlik) parlatmaya çalışıyoruz?
Meslek kuruluşları bu konularda ne yapıyor? Türkiye’de ve dünyada başta gençler olmak üzere, meslek mensuplarının en az eczacılar, kasaplar, terziler gibi her şeyi siyah beyaz kadar net görebilecekleri hangi akademik temelli, araştırmalara dayalı verileri tartışmaya açıyorlar?
Bir şirket neden kurumsal iletişim yöneticisi alır? Hangi görev ve sorumlulukları tanımlar?
Üniversite mezunu bir genç kariyerine neden kurumsal iletişimci olarak devam etmek ister, gelecekle ilgili mesleki beklentilerini nereye odaklar?
Kurumsal iletişimcilerin şirketin icra kurulunda, yönetim kurulunda bir sandalyesi var mıdır? Yoksa o sandalyede oturanlardan birinin delege ettiği işleri yapmakla mı yükümlüdür?
Neden kurumsal iletişim diye bir kavrama ihtiyaç duyulmuştur?
Şirket içi iletişimin yönetiminden kurumsal iletişim mi sorumludur? Yoksa insan kaynakları mı? Yoksa başka birileri mi?
Şirket içinde kim “Bu bir krizdir” demekle yükümlüdür? Peki krizlerin yönetiminde kurumsal iletişimcilerin rolü nedir?
Bir kurumsal iletişimciden günün birinde genel müdür olur mu?
Bunlar gibi onlarca soru daha üretmek mümkün? Tüm bu sorular günümüzde bir kurumsal iletişim açmazı içinde olduğumuza işaret ediyor. Her bir sorunun her birimize göre kendi içinde doğruları olan cevapları da olabilir ama bütünsel değerlendirdiğimizde bir meslek olgusunu tatmin etmekten uzak cevaplar olduğunu göreceksiniz.
Benim de kendime göre bu sorulara verdiğim cevaplar var. Kendi içinde doğru olduğuna inandığım dayanaklarım var. Ama yine de bu tartışmanın ucu açık…
Kendi cevaplarımı bir sonraki yazımda paylaşacağım.