Patiswiss krizinden neler öğrendik?

MediaCat dergisi Küflü çikolata paylaşımından CEO’nun istifasına uzanan iletişim krizinde yapılan yanlışlıkları ele aldı.. Benzer krizlerin nasıl önlenebileceği konusunda ise akademi ve sektörün bakış açısısını sayfalarına taşıdı.

Marka itibarının inşası yıllar, imhası ise dakikalar sürebilir. Patiswiss’in CEO’sunu istifaya götüren iletişim krizinin bir kez daha hatırlattığı üzere, bu imhadan kaçınmak için kriz yönetimi bilgisi ve refleksi her ölçekten marka ve yönetici için bir zorunluluk.

Ürün gamı çikolatadan sağlıklı atıştırmalık alternatiflerine uzanan 2004 doğumlu bir gıda markası Patiswiss. Son günlerde isminin TT listelerinden düşmemesinin nedeni ise yeni bir ürünü veya kampanyası değil, CEO’nun “Bir heves aldığım kahve eşlikçilerime bakın…” açıklamasıyla küflenmiş çikolatasının fotoğrafını paylaşan bir tüketicisine verdiği sert ve tehditvari yanıt.

Silinmiş olmasına rağmen sosyal medyada dolaşmaya devam eden o meşhur yanıtta Elif Aslı Yıldız Tunaoğlu, şikayetini dile getiren tüketiciye markayı karalama suçlamasında bulunuyor, evinin nem oranına baktırmayı salık veriyor, hatta başlatacağı hukuki mücadelenin altından kalkamayacağını ima ediyor. Nihayetinde ise karşısında bir değil, binlerce tüketici buluyor. “Karşında dev Migros ve biz varız” sözleriyle adını geçirdiği perakende devi ürünlerini geçici olarak raflarından kaldırıyor, mesele içinden çıkılamaz bir hal alınca gelen özür açıklamasını istifa haberi takip ediyor.

Patiswiss’in kendi itibarını imha ettiği bu olay örgüsü, iletişim krizlerinden kaçınmak için ne “yapılmaması” gerektiğine ilişkin pek çok ders barındırıyor. “Ne yapılabilirdi” sorusunun cevabında ise akademi ve sektör ortak bir paydada buluşuyor gibi görünüyor: eleştiriyi faydaya çevirmek.